İş Bankası’nın uluslararası Atatürk konferansı
Türkiye İş Bankası’nın düzenlediği “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” başlıklı uluslararası konferansın ilk gününün ikinci yarısında konuşmacılar bilim, spor ve sanat alanında geleceğe dair görüşlerini paylaştı.
Türkiye İş Bankası’nın, 100. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle düzenlediği “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” başlıklı uluslararası konferansın ilk gününün ikinci yarısında Harvard Üniversitesi Genetik ve Metabolizma Profesörü Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve Sanatçı Refik Anadol çalışmalarına ilişkin konuşmalar yaptı. Olimpiyat Ruhu oturumunda Milli Eskrimci Nisanur Erbil, Milli Atıcı Şevval İlayda Tarhan, Milli GM Satranç Oyuncusu Ediz Gürel, Milli Atlet Ersu Şaşma yer aldı.
Gökhan Hotamışlıgil: “Günümüzde bilim destek sistemleri küçük adımlarla ilerlemeyi mümkün kılıyor, büyük atlamalara izin vermiyor”
Harvard Üniversitesi Genetik ve Metabolizma Profesörü Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, bilimsel çalışmaların sağlam temeller üzerine inşa edilmesinin önemine işaret ettiği konuşmasında, “Bence Cumhuriyet de İş Bankası da sağlam taşlar üzerine kurulmuş, o yüzden 100 senedir sert rüzgarlara karşı ayakta duran, ilk temelleri güçlü kurumlar. Genç bilim insanlarına da hep buna dikkat etmelerini öğütlüyorum. Bilimin en önemli testi zamana karşı ayakta durabilmek” dedi.
Günümüzde bilime verilen desteğin yapısının yaratıcılığı engellediğini söyleyen Hotamışlıgil, şöyle konuştu: “İnsanlığın geleceği için bilim şart, bilim için de destek şart. Bugün yeryüzündeki bilim destek sistemleri fikirleri ilerletebilmek için parlak durumda değil. Bence bu durum bilimin ilerleyiş alanlarını bir çıkmaz sokağa getirmiş durumda. Küçük adımlarla ilerlemeyi mümkün kılan ama büyük atlamalara izin vermeyen bir sistem giderek yayılmış vaziyette” diye konuştu.
Hücre biyolojisi ve moleküler mimarlık alanında yürüttükleri çalışmalar hakkında da bilgi veren Hotamışlıgil, canlıların altyapısının yemek yemek, uykudan uyanmak, bir mikropla karşılaşmak gibi çevre ile etkileşime girdiği her anda strese maruz kaldığını, mevcut adaptasyon sistemleriyle verdiği yanıt yeterli olduğunda dengenin yeniden kurulduğunu, stres kapasitenin üzerine çıktığında ya da uzun sürdüğünde hastalıkların ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Hotamışlıgil, metabolizma ve bağışıklık sisteminin ilişkisi üzerine yoğun olarak çalıştıklarını belirterek, “Örneğin dünyanın bugün iki büyük problemi var. Dünya bir yandan şişmanlarken bir yandan yaşlanıyor. Bu iki koşul içerisinde ortaya çıkan risk profili birbirinin hemen hemen aynısı. Şişmanlık daha hızlandırılmış yaşlanma diye düşünebilirsiniz. Altta yatan mekanizmalarda da ortaklık var” diye konuştu.
Refik Anadol: “Büyük Doğa Modeli Türkiye projesini İş Bankası desteğiyle hayata geçirdik”
Sanatçı Refik Anadol, “Yapay Zeka Çağında Yaratıcılık” başlıklı konuşmasında dijital sanat alanında yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yapay zekada insan aklına, zihnine ve mantığına dair hayaller kuran modellere odaklanılan günümüzde doğanın en kıymetli yaşayan varlık olduğu düşüncesinden hareketle yeni bir proje başlattıklarını belirten Anadol, yağmur ormanlarından ses, görsel ve farklı verileri toplayarak dünyanın en gelişmiş doğa yapay zekasını ortaya çıkarmaya karar verdiklerini anlattı. Anadol, “Amacımız doğayı kopyalamak değil, doğayı değiştirmek değil, doğayı anlamak, doğaya ses olabilmek” dedi.
Türkiye’nin kendi doğasını yansıtacak bir yapay zeka modeli geliştirme fikriyle yola çıktıklarını ve Büyük Doğa Modeli projesini İş Bankası’nın desteğiyle hayata geçirdiklerini söyleyen Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Saha veri toplama ekibimiz Türkiye’nin dört bir yanında veri toplamaya başladı. Bu veriler milli parklarımızın zengin biyolojik çeşitliliğini kapsayan detayları içeriyor. Veri işleme ekibimiz ise bu verileri dikkatle inceleyerek yapay zekanın doğru öğrenmesi için etiketleme ve tanımlama süreçlerini yürütüyor. Yapay zekanın gelişimi, insan sezgisiyle makine hassasiyetini bir araya getirerek biz sanatçılara çevremizi yeniden tasarlama ve daha derin bir şekilde anlama fırsatı verdi. İş Bankası’nın projeye verdiği katkılar yalnızca sanatsal ifade kapasitemizi değil aynı zamanda Türkiye’nin doğal mirasını koruma ve geleceğe aktarma sorumluluğumuzu da güçlendirdi. Türkiye’nin doğal zenginliklerini yapay zeka ile birleştirerek global bir projeye dönüştürebiliyoruz. Bu iş birliğimiz yalnızca bir sanat projesinin ötesine geçerek teknolojinin doğayla nasıl uyum içinde çalışabileceğini gösteren sorumlu ve etik bir yapay zeka modelinin gelişimine öncülük ediyor. Büyük Doğa Modeli Türkiye, doğanın güzelliklerini ve hassasiyetini gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen bir vizyonun parçası. İnanıyorum ki birlikte yürüttüğümüz bu çalışma hem sanatsal hem çevresel farkındalığı artırarak büyük bir etki yaratacak ve kesinlikle Atatürk vizyonuyla kesinlikle örtüşecek.”
Olimpiyat Ruhu Paneli
“Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” konferansının ilk günü, milli satranç oyuncusu büyükusta (GM) Ediz Gürel, milli eskrimci Nisanur Erbil, milli atıcı Şevval İlayda Tarhan ve milli atlet Ersu Şaşma’nın katılımıyla “Olimpiyat Ruhu” başlıklı panel ile sona erdi.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen 45. Dünya Satranç Olimpiyatı’ndaki performansıyla adından söz ettiren Ediz Gürel, satrançta derecelendirme sistemi olan ELO’da 2700 puana ulaşmak istediğini, bu seviyeye ulaşırsa süper büyükusta olacağını söyledi.
Nisanur Erbil de eskrime başladığı andan itibaren en büyük hayalinin olimpiyatlara katılmak olduğunu, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları ile bu hayalini gerçekleştirmesinin kendisi için önemli olduğunu belirtti. Erbil, bundan sonraki süreçte olimpiyatların yanı sıra Avrupa ve dünya çapında düzenlenecek olan önemli müsabakalara da katılmayı hedeflediğini ifade etti.
Ersu Şaşmaz ise Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın her sporcu gibi kendisi açısından da iyi bir tecrübe olduğunu söyleyerek, “Olimpiyatlarda dünyanın en iyileriyle beraber yarışmanın, orada olmanın heyecanı bile bambaşka bir duygu… Önümüzdeki olimpiyatlara ve uluslararası spor müsabakalarına katılıp derece yapmak, ülkemize madalya kazandırmak en büyük arzum” dedi.
Şevval İlayda Tarhan da Paris’te çok farklı deneyimler kazandığı bir olimpiyat süreci geçirdiğini vurgulayarak, “Olimpiyatlardaki başarının önemini, müsabakalar sonrasında Türkiye’ye döndüğümüzde halkımızla paylaşınca daha iyi anladık. Bundan sonraki en büyük hedefim hem Avrupa hem dünya çapındaki olimpiyatlarda bireysel olarak madalya kazanmak” diye konuştu.